Dağlar Doğal Su Arıtma Depolarımız
Bir su dağı:
Dağlar genellikle zengin biyolojik çeşitlilikleri ve açık hava rekreasyon merkezleri olarak görülüyor. Ancak estetik çekicilikleri ve ekolojik zenginliklerinin ötesinde dağlar, doğanın devasa su kuleleri olarak çok önemli bir rol oynuyor.
Dünyanın dört bir yanındaki yüksek zirvelere kar yağdığında, kar paketi adı verilen donmuş bir su deposu oluşur. İlkbahar boyunca ve yazın başlarında sıcaklıklar arttığında, bu buz ve kar örtüsü yavaş yavaş eriyerek manzarayı büyük ölçüde değiştirir ve içme suyu rezervlerimizi yeniden doldurur.
Dağlardaki kar yığınlarının su döngümüzdeki rolü önemlidir; dünyadaki tatlı suyun %50’si dağlardan kaynaklanmaktadır! Ancak bu önemli su kaynağının güvenilirliği iklim değişikliği nedeniyle risk altında.
Bazı bölgelerde 1°C’lik ısınma, kar yığınlarının daha hızlı erimesine (her yıl 30 gün kadar erken) neden olabilir. Kademeli erime, kuru su yollarını etkili bir şekilde yeniden beslediği ve bitki yaşamını beslediği için faydalı olsa da, hızlı erime zorluklara neden olur.
Peki dağlardan gelen eriyen sular sonunda nereye gidiyor?
1. Buharlaşma : Bağıl nemin düşük olduğu bölgelerde eriyik suyunun önemli bir kısmı buharlaşarak atmosfere karışır.
2. Zemin doygunluğu ve bitki örtüsünün yenilenmesi : Eriyen su toprağa sızarak onu doyurur ve yerel bitki örtüsünün susuzluğunu giderir. Kurak bir ortamın bu kadar büyük miktarda suyu nasıl emebildiği şaşırtıcı!
3. Akarsu ve nehir beslemesi: Kar örtüsü dünya çapında çok sayıda nehrin doğum yeridir. Eriyen su, bu su kütlelerini gençleştirerek onların kalıcı akışını sağlar.
4. Barajların yeniden doldurulması : Nehirler eriyen suyu barajlara ve yeraltı su aküferlerine yönlendirir. Bu yapay veya doğal su depoları bazen dağ kaynağından yüzlerce kilometre uzakta bulunan büyük şehirlere ve geniş tarım alanlarına su sağlıyor.
Bu döngü içerisinde insanoğlunun yaşam kaynağı olan suları koruyabilmesi için dünyanın ısınmasını destekleyici hareketleren kaçınmayı öğrenmesi gerekmektedir.